BÄ°TMEYEN AÅžKIN ROMANI...
Shura... Onu, 1916’nın Çarlık Rusyası’nda aristokrat, debdebeli yaÅŸamın içinde, Kurt Seyit’le yaÅŸadığı büyük aÅŸkla tanımıştınız.Â
Gencecik yaşına, sakin, uysal tabiatına rağmen, Seyit’e aşkına sahip çıkmasını ve onunla Aluşta kıyılarından, Bolşevik kurşunları altında kaçarken ve İstanbul’da yeniden yaşamlarını kurarken gösterdiği cesareti inanılmaz bulmuş, İstanbul’da yaşama tutunma çabasının yorgunluğu ve hasretlerin tuzağında Seyit’ten ayrılmak zorunda kalmasına isyan etmiştiniz.
Åžimdi 1924’te yine denizlere açılıp, bu defa baÅŸka bir erkekle gittiÄŸi Paris’in yokluk, varlık, şöhret, eÅŸcinsellik ve serbest aÅŸkı kucaklayan avangard yaÅŸamında Alice deLamar, Gertrude Stein, Ä°van Bunin, Gaito Gazdanov, Pablo Picasso, Stravinsky, Rasputin’in katili Prens Felix Yusupov gibi kiÅŸiliklerle aynı çevredeki enteresan hayatına tanık olacaksınız. Shura’nın komünist Rusya’da kalan ailesini kurtarmak için verdiÄŸi riskli mücadeleyi, yeni acılarını, sevgilerini, onunla beraber umutlanarak, hüzünlenerek yaÅŸayacak ve ona bir kez daha hayran kalacaksınız. Â
Shura’nın, İstanbul’da kendi medcezirlerinde debelenen Kurt Seyit’le karşılıklı özlemlerinin yanı sıra, gerçek aşkı ve kendine vatan olacak ülkeyi arayışındaki hikâyesi sürüyor.